Monday, April 6, 2015

Nilüfer


soğuk duvarlarına çarpan poyraz,
cılız ağaçlar gibi titremesine neden oluyordu.
kaçmaya yeri kalmamış
içine, içini hapsetmiş
gözleri kararıyor düşündükçe
"o"nda bıraktıklarının yerine koyacak neyi vardı?
aradıkça bulamıyor.
şansını tüketmiş.
boğazını kavuran, acı bir tad damağında
akıp da gitmiyor, takılıp kalmış.
nefes almasına,
kalbinin çarpmasına engel olan da bu mu yoksa?
geceleri, tam da uyumadan önce aklına düşen
sevgisizliği
yorgana çokça sarılmasına neden.
daha da incinmeye korktuğundan
ne zaman biraz inanacak olsa
yanılgıya düşeceğine kanaat getirip
vazgeçmiş
tırnaklarını avuç içlerine saplayıp
dişlerini dudaklarına bastırıp
üstüne başına yabancıların kokusu sinmiş
yastığındaki kanıtları gözyaşlarıyla silmiş.
içinin kalanlarını avutmak uğraşından
yorgun düşmüş.


No comments:

Post a Comment