Sunday, October 25, 2015

Aşk Bu Değil


Hiç aklımda yokken karşıma çıktın, umut verdin önce bana.
 Sinsi gibi yaklaştın, sözler verdin, sarıldın.
 Sonra kaçtın.
 Hiçbir şey yapmamışken ben üstelik.
 Hiç suçum yokken.
 Kendim bile zor zamanların içinde boğuşurken yanında olmak istediğimde ittin beni, istemedin.
Kıyamadım ama.
 Kalbinin güzel olduğunu gördüğümden, zaman verdim.
 Bekledim.
 Gidip başkalarına sarıldım sonra.
Senin sarıldığın gibi sarılmadılar.
Sakinleşemedim.
Nasıl uçup giderdi senin yanında endişelerim, anksiyetelerim, paniklerim.
Sana hiç böyle hissettiremedim diye ağladım yine.
Sonra beni tanımak için hiç çabalamamana ağladım.
Oysa ki ne gerçek bir sıkıntımı dinledin, ne de gözyaşımı sildin.
Olsun ama, sarıldığında geçiyordu zaten.
Sen o dokunuşundaki sihri hiç anlamadın.

 Birbirimizi gördüğümüz o çarpılma anının üstünden 6 ay geçti.
 ALTI.
 "Acele etme, ağırdan al bu sefer, sağlıklı olan böyle olan" demediler mi hep dedim.
 Olmadı.
 Elimi bile tutmadın yanyana yürürken.
Uyuyamayıp yanından kalktığım o gece bir karar verecektim.
Ya kalacaktım ya gidecektim.
Ne gidebildim ne de sen tutmak istedin beni yanında.
Gündelik koşturmalar içinde arkanda bıraktın beni. Ne için?
Ne için...
 Mükemmel bir kadınsın demiştin ya.
Neden yalan söyledin?
O kadar mükemmel olsam mutlu etmek isterdin beni, denerdin.
 Denemedin.

 İnşallah istediğin her şeyi başarırsın hayatında.
İyi ki çıktın karşıma.
İyi bir insan olduğunu biliyorum özünde.
Gözüne baktığım an okudum bütün içini.
Hayatında zorlu bir dönemdesin bunu da biliyorum.
Ama ben de zor duruyorum ayakta.
İhtiyacım olan şeyi sarılışında bulduğumu zannetmiştim.
Ama tüm parçaları birleştirince gerçeğin ortada kabak gibi durduğunu farkettim...
 Tüm bunlar karşılıklı olmalı.
 Karşılığı yok sende.
 Ben gidiyorum.

No comments:

Post a Comment