Wednesday, August 13, 2014

Just Dropped In

baharın son günleriydi
ya da belki de yazın ilk günleri
izmirde bir ev
uzaktan bostanlı ışıkları parlıyor
kaçıncı kattayız acaba?
bir vapur mu geçiyor körfezi?
balkonuna kurulmuş birileri
ellerinde dumanlar
çektikleri nefes bir, iki, üç...
saymamışlar.
gece yaşını aldıkça
kafalarına hiç kurmadıkları düşünceler
belki başka renkler
hücum ediyor.
beyaz tavşan nerede?
şu masadaki şişe iksir mi?
çay saati geldi mi?
ah, şapkamı düşürdüm,
beni de bekleyin!
cheshire kedisi,
seni görüyorum,
dur bekle!
nerdeyim?
gökkuşağı ne kadar parlak
bu ışık da ne
gözlerimi acıtıyor.
uyandım mı yoksa?

rüzgar bir şey söylemek istiyor
ama gıdıklanıyorum
ben güldükçe
sanki dünya küçüldü.
küçücük.
küçücü.
küçüc.
kelime kayboldu.

gökkuşağının sonunda bekleyen bir "şey" var.
anlamadım.
ama yaklaşmadan edemiyorum.
merak ediyorum.
bir sorum var.
neydi?

bir.
nefes.
daha.

"have i gone mad?"

aldığım yanıt neydi?

ah, hatırladım.

- i'm afraid so. you're entirely bonkers. but i'll tell you a secret. all the best people are.


No comments:

Post a Comment