Sunday, January 5, 2014

Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği

Ajda Pekkan’ın o asil, ayakları yere basan, ne yaşarsa yaşasın yara almayan, her savaştan dimdik çıkan güçlü kadın imajından etkilenmeyen kadın olabilir mi?

Her ne kadar indieli bindieli, entelli dantelli şarkılar dinlesek de bu ülkenin çocukları olduğumuzdan, kulağımıza Ajda söylenerek tanıştık müzikle.

Ben mesela, daha 10 yaşımdaydım, The Best of Ajda piyasaya yeni girmişti. Çok güzel sarışın bir kadın, hoplaya zıplaya “şimdi gel de gör beni bambaşka biri, topladım dağılan kalbimin her köşesini” diyordu. Sözlerindeki anlamı yakalayamadan, 2 yandan toplanmış saçlarımla, o klibinde giydiği mavi çiçekli pantolonu anneme aldırana kadar ağlamış halimle, deodorant şişesini mikrofon yapmış söyler dururdum.

Nereden çıktı şimdi bu Türk Pop yazısı dersen, bugün daha ancak gözümü ancak açmış kahvaltı yaparken şans eseri NTV’de Söz ve Müzik belgeseline denk geldim. 60’lar, 70’ler, 80’ler, 90’lar Türk Popu'nun mihenk taşlarını şarkıcısı-söz yazarı-bestecisi 3’lüsünün hikayeleriyle birlikte anlatan bir belgesel. Biliyorum hala Gezi olaylarındaki tavrından ötürü boykot uygulamaya devam ediyor kimimiz. Ama unutulup giden, kıymetli bir müzik piyasası vardı Türkiye’nin. Şimdi kulaklarımızı tırmalayan, bel altından vuran çoğunlukta olmasına rağmen, eskiden çok çok çok iyi sözler yazılan (ama müzikal olarak, şimdi de olduğu gibi, üretkenliği kısıtlı) bir dönemi vardı. O döneme gidip karıştırdığı için müziği seven herkesin izlemesini isterim bu belgeseli. Hani o Issız Adam filmiyle tanıştığımız eski zaman şarkıları akımının bir artçısı gibi bu belgesel.

Ah işte, o güzel sözlü dönemi başlatanların vitrini Ajda Pekkan’ın ta kendisi.
Hala daha capcanlı, senden benden güzel, senden ben genç, senden benden enerjik.
Evet itiraf ediyorum, Ajda Pekkan’ı seviyorum.
Bazılarınız “ay Kezban” deyip, beni takip etmeyi bırakabilir.

Çok da umrumda.

Kalanlarla beraber,
hala sözlerin derinliğini idrak edemesek de,
hadi bugün biraz Ajda dinleyelim!


No comments:

Post a Comment